Yürüyüş başlarken herkes heyecanlı, herkes coşkulu

Yazımıza bir ek:

30 Haziran 2013 Pazar günü 11.si gerçekleşmiş olan LGBT Onur Yürüyüşünün videosunu izleyebilirsiniz. Çekimler ve tüm prodüksiyon : Murat Kurt

http://vimeo.com/69478597

30 Haziran Pazar günü öğleden sonra Metrodan Taksim Meydanına çıkarken tüm Haziran ayınca çok sık duyduğumuz sloganları duymanız mümkündü.

“Her yer Taksim, Her Yer Direniş”

Yalnız toplanmaya başlayan kalabalığın başka bir derdi olduğunu anlamanız çok gecikmiyordu.

Bugün Taksim ve İstiklâl Caddesi en renkli gösteri yürüyüşlerinden birine tanıklık etti. Bazı televizyon kanallarının en “uslu” bir şekilde cinsel ayrımcılığa karşı protesto yürüyüşü olarak ifade ettiği gösteri gökkuşağının tüm renklerini barındırıyordu. Bir başka ifadeyle Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans hareketin bileşenleri, bugün saat 17:00’de, “Alışın, gitmiyoruz” demek için İstiklal Caddesi’nde toplandı.

Paris, Berlin, Amsterdam ve daha nice Avrupa başkentlerinde gerçekleşen Gay Pride’ lardan Hiçbir eksiği yoktu hatta kıyaslama imkanı olanlara göre çok daha eğlenceliydi.

Alıntı Marx'tan ama yorumsuz!

Alıntı Marx’tan ama yorumsuz!

Bazı simalar Gezi Parkı Direnişinden tanıdık gelse bile Taksim ve İstiklal Caddesinin bugünkü misafirleri alışılmıştan çok daha özel bir kitleydi. Kuşkusuz cinsel ayrımcılığa karşı protesto etmek amacıyla toplanmışlardı ama farklılıklarını ortaya koyarak biz burdayız, artık bunu kabullenin diyorlardı, çekinmeyerek ve gururla. Organizatörler bile belkide katılımın bu kadar yoğun olabileceğini tahmin etmemişlerdi bu Onur Yürüyüşüne.

Herkes sempatik, herkes kibar, herkes hoşgörülüydü. Herkesin yüzünde bir gülümseme vardı. İzdiham olmasına rağmen itiş kakış yoktu. Aralardan geçip daha hızlı ilerlemek isteyenler pardon diyerek kimseyi itelemeden diğer insanların arasından geçiyordu. Cinsel tercihini kıyafetleriyle ifade etmekten çekinmemiş olan bir abinin söyledikleri ayrımcılık içermiyordu sadece çok komikti, yanındaki arkadaşlarını epey güldürdü.

“Hayatta en berbat şey de, bir i*nenin -pardon demesi bence, ne o öyle AYY PARDOOONN” diyerek bir eleştiride bulunuyordu.

Gene yürüyüşte enstantanelerden biri de son derece klişe olmakla beraber bir erkeğin yanındaki arkadaşına bu lezbiyenler arasında ne kadar güzel kızlar var lafıydı.

Kıyafetlere gelince herkes yaratıcılığını konuşturuyordu. Olmazsa olmaz aksesuarlar gökkuşağı bayrakları ve LGBTT’nin hazırlamış olduğu pankartlardı.

Kim demiş toplum değişmiyor diye?!

Hatırlar mısınız bundan yıllar önce Kuşadasına bir ?gay cruise? demir atmıştı. Fakat ?yerel yetkililer? yolcuların karaya inmesine izin vermemişti. Buna rağmen bu ?özel yolcuların? bir kısmı karaya inmiş ve alışverişe çıkmıştı. Sonrasında zabıta ve polis o geminin yolcuları olduğunu tahmin ettikleri (!) turistleri toplamış ve gemiye geri götürmüştü. Sonrasında medyada bu olay patlayınca, aynı cruise İstanbul’a gelmiş o zaman da yolcuların gönlünü almak (!) için kılıç kalkan ekibi karşılamıştı! Bugün kazasız belasız ve son derece neşeli bu yürüyüşün sonunda bazı konularda toplumumuzun ilerleme kaydetmediğini söylemek sanırız çok da doğru olmaz.

Nirvana t-shirt’ü bize Lithium şarkısını çağrıştırdı:”I’m so happy cause today I’ve found my friends..”

Hükümeti eleştirmeden olmaz

Elbette bazı sloganlar hükümeti ve eski deyişle hükümetin başını homofobik olmakla suçluyordu. Bazı sloganlar Gezi Parkı direnişinden kopyala/yapıştır yapılmıştı. Ancak toplumun bir kesimi için bu çoşkulu gün tarihi bir gündü. Çok iyi vakit geçirdiler ve belki geleceğe artık daha güvenli bakabileceklerdi. Bazı pankartlar ise son derece müstehcendi, ama kimse rahatsız olmamıştı.

En orijinal pankart ödülümüz  “Freddy Mercury’nin Askerleriyiz” pankartına.(!)

“and the band played on

Fransız konsolosluğu penceresi yürüyüşü taküp etmek için stratejik bir nokta

Müziksiz olmaz

Taksim’de toplanıp İstiklâl’de yürüyen grubun yürüyüş ritmi perküsyoncuların ritmiyle, temposuyla eş zamanlı idi. Vurmalı çalgıların yakaladığı ritm brezilya ritmlerini andırıyordu ama tabi ki zaman zaman 9/8’e kaçıyordu. Aralarda zıplama eylemleri de yapılıyordu.

Birbirini tanıyan tanımayan herkes eğleniyordu. Tanıdıklara rastlanıp sarılıp kucaklaşmalar, birbirini bulamayan arkadaşların “şu anda tam fransız konsolosluğunun önünden geçiyoruz, sen neredesin” repliklerinin yanısıra kalabalıkta rastgele kesişen bakışlar gülümsemeyle son buluyordu.

Kesişen bakışları belki de en iyi George Michael’ın “Fast Love” şarkısından bir replik izah edebilirdi:

“I do believe we are practicing the same religion..”

Zıplanılmayan eylem, eylem değildir!

Zıplanılmayan eylem, eylem değildir!

Yürüyüşte bir "Runaway Bride"

Yürüyüşte bir “Runaway Bride”

Aşk Örgütlenmektir

Aşk Örgütlenmektir

Beni olduğum gibi sev

Beni olduğum gibi sev

Çok Ayıp!

Çok Ayıp!

Bir Parti son şarkı çalmadan asla bitmez!

Bir Parti son şarkı çalmadan asla bitmez!

Sloganlarda yaratıcılık sınır tanımıyordu

Sloganlarda yaratıcılık sınır tanımıyordu