Tıp Dünyasındaki Gelişmeler ve Yenilikler: Ülkemiz adına Sevindirici ve  Kaygı verici Süreçler
Bildiğiniz gibi Prof. Dr. Ömer Özkan geçtiğimiz günlerde bir yüz nakli operasyonu gerçekleştirdi. Hastanın adı Uğur Acar, yüzünü küçüklüğünde bir yangında kaybetmiş. Türkiye?de bir ilk olarak gerçekleştirilen bu operasyonun, önümüzdeki yıllarda rutin haline gelmesi bekleniyor.

Prof. Dr. Ömer Özkan ? Bir ay içerisinde üçüncü yüz nakilinin de gerçekleştirileceğini düşünüyorum. Önemli olan insanların bunun yapılabildiğini görmesiydi. İlk nakli yapmak bu yüzden çok önemli? diye Türkiye?deki cerrahi gelişmenin ne kadar ileri düzeyde olduğunu vurgularken aynı zamanda artık insanların organ bağışçısı olma konusunda daha aktif bir tutum göstereceklerini umduğunu da belirtti.

 

Akdeniz Üniversitesi’nde yapılan bu ilk operasyondan  çok az bir süre sonra ikinci bir yüz nakli de Ankara?da Hacettepe Üniversitesinde yapıldı. Bir kaza sonucu hayatını kaybeden Ahmet Kaya?nın organları bağışlandı. Ahmet Kaya?nın yüzü Uğur Acara nakledildi. Bu iki nakil arasındaki kısa zaman zarfı basın tarafından bir rekabetmiş gibi yorumlandı. Basından bu konuda ona yöneltilen soruları  Prof. Dr. Ömer Özkan ? Yarış, bilimsel bir yarış olabilir. Ama inanın onların hiç biri yok. Asla yok. Onların hepsi bizim arkadaşımız. Çok değerli arkadaşımız…Biz onların başarı olmasından, hatta bizden başarılı olmasından en çok mutlu olacak kişi de benim.? diye yanıtladı

 

Öncelikle Türkiye?de Cerrahi gelişmeler beni çok mutlu ediyor. Türkiye?nin Tıpta bu tip gelişmelerle öne çıkması hem bilim dünyasında hem de genel olarak dünyada Türkiye?nin itibarını koruması ve arttırması açısından çok önemli. Ayrıca Türk halkının kendi bilime ve tıbbına, kendi doktorların olan güveninin ancak bu şekilde kazanılacağına inanıyorum. Bütün bu birbiriyle yarışma söylevleri de tıbba yakışmayacak seviyede bir zihniyet gibi görünüyor. Bilim insanların ilerlemesi için birlikte geliştirilebilecek bir daldır ve bu dalda ?takımlaşma, bölümlere ayrılma, rekabet? gibi unsurlar ancak bilimin ve tıbbın gelişmesini, ilerlemesini önler.
Türkiye yalnızca bu iki operasyonu konuşmuyor. Organları bağışlanan Ahmet Kaya?nın  kolu ve bacakları, yine Hacettepe Üniversitesi‘nde Şevket Çavdar?a nakledildi. Bu operasyonu özel kılan şey ise 4 uzvun aynı anda nakledilmiş olmasıydı fakat ameliyattan sonra bir süre yoğun bakımda kalan çavdar, hayatını kaybetti ve nakil başarısızlıkla sonuçlandı.

Birbirini takip eden bu üç operasyon hakkında bir sürü soru ortaya atıldı, bunlardan biri ve bence en önemlisi de bu ameliyatın biraz abartılıp, aynı anda olması gerekenden fazla organın aynı hastaya nakledilmesiydi. Bu konuyla ilgili sorulara 5N1K programında Prof. Dr. Mehmet Ali Yerdel bir takım açıklamalar getirdi. Yerdel ? 4 ekstremitenin aynı anda nakledilmesi hakikaten çok sınırları zorlayıcı ve kısmen tevazu eksikliği olarak nitelendirebileceğim bir durum? diyerek bu soruya cevap verdi.

4 organın aynı anda bir hasta transfer edilmesi, insanın bünyesinin kaldırabileceğinden çok daha fazla olduğunu uzmanlar, Uluslar arası bilimsel yayınlar zaten söylemekte.. Böyle bir durumun taşıdığı risklerin fazlalığı göz önünde bulundurulursa, bu kararı hastaya bırakmak  çok doğru değilmiş gibi görünmekte. Bu karar tamamen doktorlara ait olmalı, ve böyle bir durumda bu risk alınmamalıydı. Şu anda basına bu risklerin hastaya açıklandığı fakat hastanın ısrarcı tavrıyla bu riskleri göz önüne aldığı ve gerekli evrakların ailesinden alındığı söylense de, böyle bir karar her ne kadar tamamen hastanın hayatıyla ilgili olsa da, dünyada bir ilk olarak gerçekleştirilen böyle bir operasyon için bu karar öncelikle doktorların sonra hastanın olmalıydı diye düşünüyorum.

 
Türkiye?de böylesine bilimsel atılımlar görmek beni çok mutlu etse de bu gelişmelerin tıp dünyasında bir rekabete dönüşüp, ?aceleci? kararlarla yanlış adımların atılıp atılmadığını merak etmemek elde değil. İnanıyoruz ki Türk Tıbbı bu ?rekabet? söylemlerini bir kenara bırakıp çok daha yenilikçi adımlar atacak ve kendini hem dünyaya hem Türkiye?ye kanıtlayacaktır.

Başak Bakırcı