Simon-Wiesenthal merkezinden  Efraim Zuroff halen faaliyette olan son ?Nazi Avcılarından? biri. ?Aralarından biri eceliyle öldüğünde çok üzülüyorum, sağlıklı ve hayatta olmaları için her gün dua eden tek Yahudi benim herhalde? diye açıklama yapıyor Efraim Zuroff. Elinde yaklaşık 20 kişilik bir listesi olduğunu ifade ediyor. Macar, Alman veya Avusturyalı, hepsinin isimleri adresleri, Nazi rejimine ne gibi katkılarda bulundukları hepsi belli. Davalar bir türlü başlayamıyor, dosyalar Kanada?dan Avustralya?ya oradan da Avusturya?ya gidip geliyor.
Ne de olsa aradan uzun zaman geçti. Medya olsun yargı olsun herkes onları unuttu, Efraim Zuroff hariç.  10 yıl önce Zuroff ?Son Şans? operasyonunu başlattı. Zuroff?un tek derdi bu savaş suçlularını hayattalarken yakalatıp adalete teslim edebilmek. Zaman bu savaş suçlularının lehine işlesede Zuroff yılmıyor, ?benim en büyük düşmanım zaman, ben zamanla yarışıyorum? diye ifade ediyor.
Efraim Zuroff?un zaman zaman gündeme gelmesi yeni bir şey değil. Geçtiğimiz hafta ?polemik yapmayı? çok seven haftalık Fransız ?Le nouvel Observateur? dergisi kapağına halen firarda olan savaş suçluları ya da bir başka değişle insanlık suçu işlemiş Nazi işbirlikçilerini taşıdı. Bu manşet Fransız medyasında yeni bir tartışmaya yol açtı. Belirli aralıklarla ısıtılıp tekrar gündeme gelen ?Nazi vahşeti? Fransız kamuoyunun bir kısmını ?bıktırmış? durumda. Fransız kamuoyunun üzerine II. Dünya Savaşında yaşananlardan dolayı bir suçluluk duygusunun sindiğini söylemek yanlış olmaz. Fransız kamuoyunda nazi suçları konusundan bıkmış olduğunu söylemek kolay bir iş değil. Anında ?Nazi sempatizanı? damgasını yemek son derece büyük bir olasılık.
Sesini yükseltme cesareti gösterenler ?parmakla gösterilme? riskine rağmen ?bu suçluluk duygusu daha ne kadar devam edecek? Çocuklarımıza, torunlarımıza ve onların çocuklarına 21. Hatta 22. Yüzyılda suçluluk duygusunu devam ettirmek zorunda mı kalacağız?? diye soruyorlar.
Bazı Yahudi derneklerinin II. Dünya Savaşında yaşananları unutturmamaya çalışma çabalarını ?masum bir mücadelenin ötesinde?  Fransa?nın İsrail politikasını yönlendirme çabaları olarak değerlendiren uluslar arası ilişkiler uzmanları azınlıkta.


1978 yapımı ?Vahşetin Çocukları? adlı filmde, (orijinal adıyla ?The Boys from Brazil?) 2. Dünya Savaşı sonrası Latin Amerika?ya yerleşmiş olan Naziler büyük Nazi İmparatorluğunu kurabilmek için çalışmalar yapmaktadır. Bu grubun başında, insanlar üzerinde yaptığı, onları ölüme kadar götüren tıbbi deneylerden dolayı, ?Ölüm Meleği? lakaplı, ünlü oyuncu Gregory Peck?in olağanüstü bir şekilde canlandırdığı Dr. Joseph Mengele bulunmaktadır.
“Ölüm Meleği” Dr. Joseph Mengele üzerine kısa bir belgesel:

Filmdeki diğer karakter  Ezra Liebermann(bir oyunculuk dersi olarak da seyredilen bir performansla, Sir Lawrence Oliver tarafından canlandırılan ve makaledeki Efraim Zuroff gibi kendini firardaki Nazi savaş suçlularını yakalamaya adamış bir ?Nazi Avcısı?dır.
Yönetmenliğini Franklin J. Schaffner?ın yaptığı bu film yazar İra Levin?in aynı adı taşıyan bilim-kurgu romanından uyarlanmıştır.

Film ayrıca o yıllarda mümkün olmayan ama artık mümkün olan klonlama temasıylada “bilim-kurgu” kategorisinde olmayı fazlasıyla hak ediyor.