Montag, hapsolduğu kabuktan çıkarken, dünyadan bîhaber olarak yaşayan karısı Linda’ya şunları söylüyordu ; “Okumam lazım Linda, daha çok okumam lazım. Geçmişte olanları anlamam lazım, geçmişte yaşananların farkına varmam lazım.”
Ray Bradbury’nin kitabı ve François Truffaut’nun filmini çektiği Fahrenheit 451, kitapların yasaklandığı ütopik bir dünyada olabilecekleri anlatıyor. Bu ütopyada belki de en çok dikkat çeken şey ve üzerine ısrarla vurgu yapılan nokta, geçmişteki tercihler ile bağlantıların koparılması, geçmişte olan bitenin bugüne tezahürlerini yadsıma üzerine olsa gerek.
Montag, karısı Linda’ya dönüyor ve sitemkâr bir şekilde şöyle diyordu ; “İlk nerede ve ne zaman tanıştık Linda ? Hatırlıyor musun ?” Linda ise, donuk gözlerle cevap veriyordu ; “Hayır, galiba hatırlamıyorum.”
Makroekonomi teorisine baktığımzda da, geçmişe doğru miyopik bir durumla karşı karşıyayız. Refah konularıyla ilgilenen ekonomistlerde bu miyop durumu görmek maalesef şaşırtıcı değil. Örnek verecek olursak, öyle bir dünya düşünün ki, sosyal planlamayı yapan ideal oluşum, kişilerin yararlılığını en üst düzeye getirirken, kişilerin geçmişte neyi tükettiklerini göz ardı ediyor. Dün yaptığımız yüklü harcama ve elde ettiğimiz yararlılık, bugünkü harcamalarımıza etki edecektir fakat bir çok makroekonomi modelinde malesef etki etmiyor.
Tabi bir şeyi hatırlamakta yarar var, bahsettiğimzi nokta, “tercihlerin” farklı zaman aralıklarında birbirlerine bağlı oldukları üzerine. Yoksa makroekonomi teorisinde bir çok dinamik modelin olduğunu, zamansal kavramların unutlmadığını hatırlatalım.
Bir çok ekonomi teorisine baktığımızda statik bir analizle karşı karşıya olduğumuzu, farklı zamanlara ait olan tercihlerin gözardı edildiğini görüyoruz. Tabi ki bu miyopluğa dur diyen ekonomistlerin olduğunu da hatırlatalım, Geoffrey Heal ve Harl Ryder gibi usta iki ekonomistin 1973 yılında Review of Economic Studies’deki çıkardığı makale, büyüme modelinde bu miyop durumun üzerine gitti. Bir başka örnek de Katsuhito Iwai’nin 1972 yılında Journal of Economic Theory’de yazdığı makale.
Bu bir kaç örneğin dışında (en azından benim bilgim dahilinde) geçmişteki yapılan çok bir çalışma yok. 1980 lerin sonunda Larry Epstein, Allan Hynes, Maurice Obstfeld gibi ekonomistler tarafından bu meseleler daha farklı metodlarla (teknik kısmını geçmeyi tercih ediyorum, en azından bu yazıda) tekrardan incelenmeye başladı. Son olarak, bu meseleler, özellikle finans alanında yapılan çalışmalarda daha fazla etkili halde. Hepimizin bildiği üzere, finanstaki olmazsa olmaz şeylerden birisi, insanların beklentilerini nasıl şekillendirdikleri üzerine.
Montag, en sonunda kitap adamlarla tanıştı. Kitapların yasaklandığı bir dünyada, geçmişteki tercihlerine (kitap okuma) bağlı kalmayı tercih eden insanlarla yaşamayı seçerek…
Not : Yazı yeri geldiğinde daha derli toplu bir hale getirilip, güncellenecektir.