Amerika Birleşik Devletleri geçtiğimiz günlerde 45. Başkanını seçti. Büyük bir sürpriz yaparak Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı Donald J. Trump Demokrat Parti başkan adayı tecrübeli politikacı Hillary Clinton’ı geride bırakarak ABD’nin 45. Başkanı oldu.
ABD seçim sistemi, ABD’de neden sadece iki parti olduğu (Cumhuriyetçi ve Demokrat) bu yazının esas amacı olmadığı için bu konulara değinmeyeceğiz.
Sitemizde yayınlanmış olan ilk yazımız ” Gelecek şimdiden onun için hazırlananlara aittir” yazısında vermiş olduğumuz Berlin Duvarının yıkılması örneğinde olduğu gibi, gerçekten de bazen geleceği tahmin edebilmek, öngörmek hiç de kolay bir şey değil.
Gerek yerli gerekse yabancı basında son bir kaç yada yazılanlara baktığımızda anlı şanlı politika yorumcularının, gazete yazarlarının, bilge kişilerin Milyarder Donald Trump’ın bırakın seçilmesi, nasıl Cumhuriyetçi parti’den aday olabildiğini, diğer adaylar arasından sıyrılıp Demokrat Parti adayı (eşi Bill Clinton’ın 2 dönem başkanlık yapmış olduğunu hatırlatalım) Hillary Clinton’ın rakip olarak çıkabildiğini yazan yüzlerce yazı, yorum, makale okuduk. Bu yazarların pek çoğu “ben aslında tam olarak öyle dememiştim” diyerek çok fena çuvallamış olduklarını itiraf etmekten kaçıyorlar.
Yüksek tahsilini ABD’de yapmış veya uzun yıllar orada yaşamış olan gazetecilerimizden bahsetmiyorum bile. Büyük çoğunluğu “İnşallah geçtiğimiz haftalarda yazmış olduğum yazıları herkes unutur ve kimse yüzüme vurmaz” diyerek adak bile adamışlardır.
Avrupa Birliği’nin, Almanya’da Angela Merkel’in ve Fransa’da François Hollande’ın ABD seçim sonuçlarından dolayı “şok” geçirmesini bir kenara bırakırsak herkesin merak ettiği Donald Trump nasıl seçilebildiden, “şimdi ne olacak?” sorusunun cevabı.
Donald Trump’ın seçimi kazanmasının “büyük bir sürpriz” olarak değerlendirilmesine kesinlikle karşıyız.
Bundan yaklaşık 6 ay önce, Donald Trump’ın ofisinde yanı başında bir amerikan şahini ile basına verdiği görüntülerde, amerkan şahini bir hamle yapmış ve Trump korkarak kendini geri çekmişti. Basın Trump’ın rezil olduğunu ve ani hamle ile o “tuhaf” saç modelinin bozulduğu görüntülerini tekrar tekrar yayınlamıştı. Belkide o görüntüler Trump’ın zaferinin ilk habercisiydi. Bir hamlede yanındaki insanın yüzünü paramparça edebilecek olan ve amerikayı temsil eden o şahini masasında tutp sonrasında koluna alarak poz vermekle Donald J. Trump belkide başkanlık yolunda en önemli hamlesini yapmıştı.
Kızının babası için verdiği demeçler “babam bana daima BÜYÜK düşünmeyi öğretti, politikayla yakından uzaktan hiçbir alakası olmayan eşinin Trump’ın yanından oyuncak rus bebekleri gibi durması, kendisinin yıllarca “The Apprentice” (Türkiye’de de “çırak” adı altında bir dönem televizyonda yayınlanmış sonrasında tutmadığı için yayından kaldırılmış olan) televizyon programında yer alması Donald J. Trump’ı “sahici” bir insan yapıyordu.
Hillary Clinton, onu destekleyen onlarca müzisyenle, eski başkan eşi Bill Clinton ve halihazırdaki başkan Obama’nın yanında olmasına rağmen seçimi kaybetti. Çünkü onda “ters giden” bir şeyler olduğunu ABD seçmeni hissedebiliyordu. “Fake” ya da “sahte” birini değil gerçek birini seçmeyi tercih etti. Her ne kadar müslümanlar, göçmenler ve kadınlar hakkında söylemiş oldukları bazı çevreleri “şoke” etsede. Donald Trump’ın zaferini belkide karşısına rakip olarak çıkacak Demokrat Parti adayının Bernie Sanders değil Hillary Clinton olacağı kesinleştiğinde öngörmek mümkündü.
Özetlemek gerekirse, Donald Trump’ın tüm engelleri aşıp sonunda rakibi Demokrat Hillary Clinton’ı yenerek ABD’nin 45. Başkanı olması esasen hiç de sürpriz değil. Son 10 yıldır Trump kendini buna hazırlıyordu.
Trump’ın ABD başkanı olması sadece ABD için değil, tüm dünya için, “establishment” için, yerleşik düzen için “YENİ BİR BAŞLANGIÇ” olarak nitelendirilebilir.