Ashley Judd, Claire Forlani ve Mira Sorvino bugün 50’li yaşlarında olan ve 90’lı yıllarda çok nitelikli filmlerde rol almış hem yetenekleri hem güzellikleriyle göz kamaştırmış olan ABD’li sinema sanatçıları. Bir sinemasever olarak Ashley Judd’u “Kiss the Girls”de, Mira Sorvino’yu Woody Allen’ın “Mighty Afrodite”te ve Claire Forlani’yi “Meet Joe Black” filminde izlemiş v hayran olmuştum. Sonraları “enteresan” bir şekilde bu 3 güzel hanımefendi Holywood filmlerinde kaybolmuş, ne bağımsız filmlerde ne de box office filmlerinde kendilerini göremez olmuştum. Belkide oyunculuk kariyerlerini ellerinin tersiyle itmişlerdi.
Bu “gizem” perdesi Hollywood’da ve dünyada son zamanlarda çok konuşulan taciz olayları daha doğrusu Harvy Weinstein olayı sayesinde yıllar sonra kaldırılabildi ve bu 3 güzel oyunuların başlarına gelenleri şimdi daha iyi anlayabiliyoruz.
Ashley Judd “kariyerini mahvettiği için” Harvey Weinstein’e Los Angeles mahkemesinde dava açtı. Ashley Judd Harvey Weinstein kendisine sarkıntılık ettiği zamanlar çok net bir şekilde onu reddedip terslemiş ve bunn sonuncunda dünya sinemasının en çok para kazandıran projelerinden biri olan “Yüzüklerin Efendisi” filminde kendisine başta teklif edilen rolü kaçırmış. Harvy Weinstein filmin yönetmeni Peter Jackson’a “Ashley Judd ile çalışmanın kabus gibi bir şey olacağını, çok kaprisli biri olduğunu” söyl eyerek rolün Judd’a verilmesini engellemiş.
Peter Jackson bir röportajında bunu doğruluyor ve yapımcı Weinstein’in Judd konusunda kendini uyardığı ve bu yüzden kendisine verilmesi düşünülen rolün Cate Blanchett’e verildiğini teyit ediyor.
Aynı şekilde Claire Forlani’de bir dergide yayınlanan röportajında, Harvey Weinstein’e hiç bir zaman yüz vermediğini bu yüzden “kariyerinin mahvolduğunu” ifade ediyor.
Hikaye hep aynı, Harvy Weinstein gözüne kestirdiği kadın oyuncuyu, “iş konuşalım, yeni bir proje var, başrole seni düşünüyorum…” bahaneleriyle geç saatlerde otel odasına (süvit desek daha doğru herhalde) çağırıyor istediğini elde edemediği takdirde Weinstein forsunu kullanarak taciz edemediği kadınları Holywood’da “kara listeye” yazdırıyor ve bu oyuncular bir daha asla bir projede yer alamıyorlar.
Ashley Judd sessizliği bozan ve Weinstein’a dava açan ilk oyunculardan biri.
Filmlerde rol verme vaadiyle Weinstein’in taciz ettiği, cinsel saldırıda bulıunduğu, tecavüz ettiği ve sessiz kalmayı tercih etmiş kadın oyuncuların sayısı tam olarak bilinmiyor.
Dünya sinema endüstrisinin kalbi Holywood’da bu skandal ortaya çıktığından beri tacize karşı çok yoğun kampanyalar başlatıldı. Bunların başında Natalie Portman ve Reese Witherspoon’un başkanlığını üstlendiği Time’s Up derneği yer alıyor. Ashley Judd dava sonucunda kazanacağı tazminatı bu gibi derneklere bağışlayacağını ifade ediyor.
Hollywood taciz skandalıyla çalkalanırken Fransız sinemasının efsanevi ismi Catherine Deneuve’den, “taciz olaylarının çok abartıldığını ve erkeklerin kadınlara kur yapma hakkının ellerinden alınmaması gerektiği(…)” gibisinden tüm dünyada kadın hakları savunucularının ve feministlerin tepkisini çeken bir açıklama geldi.
Catherine Deneuve’ün bahsetmiş olduğu “erkeklerin beğendiği kadınlara kur yapma hakkı -hatta kadınların erkeklere kur yapma hakkı-” ile Hollywood’da yaşanan bu taciz skandalını birbirleriyle bağdaştırmak oysa mümkün değil.
Bu taciz skandalının ardından akıllarda kalan en önemli soru, yıllardır en öenmli rolleri kapan kadın oyuncuların bundan sonra söyleyecekleri. Acaba kariyerleri uğruna tacizleri sineye mi çektiler? Yoksa sadece diğerlerinden daha yetenekli ve daha güzel oldukları için bu rolleri kaptılar? Bu sorunun cevabını onlar sessiz kaldığı sürece bilebilmemiz mümkün değil. Kesin olan bir tek şay var o da “artık Hollywood’da hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağı”.