Geçtiğimiz haftanın sonlarında gerek yazılı basında,gerek televizyonlarda, internet gazetelerinde,haber portallarında,sosyal paylaşım sitelerinde Apple firmasını kurucusu Steve Jobs’un hayata veda ettiği haberini dünyanın her yerinde öğrenmek mümkündü.
Muhtemelen dünyada en çok okunan haber Steve Jobs’un ölüm haberiydi. Bu haberi duymayan 7’den 77’ye kalmadı ,Steve Jobs’u tanımayan insanlar bile onun mühim birisi olduğunu ve genç sayılacak bir yaşta kansere yenik düşereköldüğünü öğrenmişti. (18-30 hatta 18-35 yaş arası, internet kullanan, az çok İngilizce bilen insanlar arasında Steve Jobs’unkim olduğunu bilmeyen, Apple firmasının ismini daha önce hiç duymamış insanlar yeryüzünde muhtemelen vardır,yinede bu insanların nasıl ve hangi şartlar altında yaşadıklarını tahayyül etmek çok güç geliyor)
“Bilim Teknoloji ve Gündemdışı Habercilik” sloganı ve “Gelecek bugünden onun için hazırlananlara aittir”mottosuyla yayın hayatına başlayan Hutopia’da Jobs ‘un ardından bir yazı çıkması kaçınılmazdı.
6 Ekim Perşembe günü üzücü haber basında yer alır almaz, tüm dünyada sosyal medyada bu haber ile ilgili milyonlarca mesaj akışı başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanı OBAMA, Facebook’un kurucusu Zuckerberg’e kadar pek çok önemli şahsiyet basın bültenlerinde Jobs’un ölümünü “büyük bir üzüntü ile karşıladıkları”nı, “büyük bir kayıp” olarak karşıladıklarını ifade ettiler.
ABD’nin New York şehrinin Belediye Başkanı Michael Bloomberg : Amerika Edison ve Einstein ayarında bir dehasını kaybetti diye ifade etti.
Twitter’da Jobs için 21. yüzyılın Gutenberg’i, “şimdiye kadar dünyada hiç bir politikacı dünyayı Steve Jobs kadar değiştiremedi” “ABD tüm bayrakları yarıya indirmeli” gibi twitlerin yanında, daha iddialı ve Steve Jobs’u yıllar sonra tarih kitaplarında Sokrates, Leonardo da Vinci, Galileo Galilei, Albert Einstein gibi isimlerle yanyana göreceğimizi ifade eden twitlere de rastlamak mümkün. Twitter okuduğumuz en ilginç yorum ise : “Dünyayı 3 elma değiştirdi: Havva anamızın yediği, Newton’un kafasına düşmüş olanı ve Steve Jobs’un kurucusu olduğu…”
Şüphesiz hayatımızda çok önemli yerleri olan çeşitli teknolojik aygıt ve oyuncağın ortaya çıkmasını Steve Jobs’a borçluyuz. Bu aygıtlara insan türü olarak hayatta kalabilmek için gerçekten ne kadar ihtiyacımız var atrtışılır fakat bizim günlük modern hayattaki alışkanlıklarımızı etkilediği ve geriye dönülemez bir şekilde değiştirdiği gerçeği yadsınamaz.
Üniversite eğitimi yarıda bırakmış olan bu başarılı iş adamı gün gelmiş kurucusu olduğu şirketten yönetim kurulu tarafından kovulmuş (Apple), yıllar sonra çalıştığı şirketi Apple satın alınca tekrar bu firmanın bünyesine girip başa geçebilmiş. 2005 yılında dünyada belkide araştırma ve geliştirme ve inovasyon konusunda bir numaralı üniversitesi olan Stanford Üniversitesi‘nde yaptığı konuşmasında Steve Jobs kovuluşunu “her şeyde bir hayır vardır” üslubuyla anlatırken, başına o güne kadar gelen herşeyin aslında birer “fırsat” olduğunu düşünmesini sağlayan bilgeliği sahip olduğu genlerin yarısını almış olduğu Mezopotamya’ya mı borçlu diye düşünmeden duramıyor Steve Jobs’u daha iyi “anlamak” isteyen meraklı zihinler.
Aslında resmi biyografisini şöyle dikkatle incelediğimizde, Steve Jobs’un hayatında son derece trajik, ülkemizdeki televizyon dizilerine malzeme olabilecek türden bir hikayesi olduğunu görebiliriz. Biyolojik babası Suriye asıllı olan Jobs, annesi tarafından iyi bir eğitim alabilmesi amacıyla evlatlık verilmiş lakin evlat edinen aile onu üniversitede okutacak maddi imkana sahip bile değilmiş. Bill Gates ve Marc Zuckerberg’in aksine üniversite eğitimini keyfi sebeplerden önce “maddi imkansızlıklar”dan dolayı bırakmış ama hayatta “bir şeyler yapabileceğine” inancını hiç ama hiç yitirmemiş bir “Amerikan Rüyası”.
Gençlik yıllarında okuduğu bir fanzinin onu çok etkilemiş olan “aç kalın budala kalın” sloganının onu neden bu kadar etkilemiş olduğunu anlayamamakla birlikte, dünyanın en büyük teknoloji devinin kurucusunun, pek çoğumuzun itiraf etmekte belkide zorlandığı bir hayali gerçekleştirebildiğini söyleyebiliriz Hutopia olarak: Bu hayatta “iz bırakabilmek” ve “fark yaratmak “. Steve Jobs bu kısa sayılabilecek hayatında bunu başardı. 100 ya da 200 yıl sonraki tarih kitaplarında 21. yüzyıl antolojilerinde hangi devlet adamları yer alacak bilinmez ama Steve Jobs yerini çoktan garantiledi.