Masayo Takahashi: Rejeneratif (Yenileyici) Tıp Uygulamalarına bir Bakış
by
Hutopia on
May 16, 2018 •
20:17 Yorum yapılmamış
Rejeneratif (yenileyici) tıp: hastalık, yaşlanma, doğuştan bozukluk veya travmaya bağlı hasar nedeniyle işlevini yitiren hücre, doku veya organların normal fonksiyonunu yeniden sağlamak için onarım, yerine koyma veya yenilenmesi işlemleri.
Rejeneratif tıp uygulamaları ile hasarlanan hücre, doku veya organların yapı ve fonksiyonlarını yeniden kazanmasını sağlar. Rejeneratif (yenileyici) tıp, kalp damar hastalıkları, santral sinir sistemi, onkoloji, diyabet, cilt ve ortopedik rahatsızlıklar gibi çok sayıda kronik dejeneratif bozuklukların tedavisinde uygulama alanı bulmaktadır.
Masayo Takahashi kök hücre araştırmalarında öncü bir bilim insanı. Göz Hastalıkları uzmanı olan Takahashi 2014 yılında bir hastasının deri hücrelerinden retina hücresi üretmeyi başarmış ve bu hücreleri hastasının gözüne nakledebilmişti. Masayo Takahashi’nin yeni hedefi donörden alınan hücreleri hastalara nakledebilmek.
Kendi halinde, sessiz sakin, son derece mutevazı görünüşüne bakıp aldanmamak lazım Masayo Takahashi günümüzün Rejeneratif Tıp uygulamalarının öncüsü. 56 yaşında olan bu göz doktoru kök hücre ve rejeneratif tıbbın körlüğe çare olabileceğini ortaya koyuyor. Deri hücreleri gibi, farklılaşmış yetişkin hücreleri alıyor, bunları yeniden “programlayarak” tekrardan embriyonik kök hücre gibi davranmalarını sağlıyor. Bu yeni oluşan hücrelere “indüklenmiş pluripotent kök hücreler”(ips) adını veriyor tıp dünyası. Bu hücrelerin en önemli özelliği, tıpkı embriyon hücreleri gibi her çeşit dokuya -retina’da dahil olmak üzere- dönüşebilme özelliğine sahip olmaları.
İlk denemesi yaşa bağlı “maküla dejeneresans”ı olan 70 yaşında bir kadın hasta üzerinde gerçekleştiriyor (2014). Ancak nakil yapacağı indüklenmiş hücrelerde bir sorun çıkıyor. Bu tür engeller, aksilikler asla yıldırmıyor Japonya’nın Kobe kentindeki Riken Enstitü’süne bağlı gelişimsel Biyoloji Merkezi’nde çalışan Göz Doktoru ve araştırmacı Takahashi’yi. 2017’de retina hücre naklini bu sefer farklı bir protokolle uyguluyor.
Masayo Takahashi Osaka’lı mütevazı bir ailenin çocuğu. Baba ofis çalışanı, anne ev hanımı. Ona ders çalış diye asla baskı yapmamışlar. Masayo lisede ders çalışmak yerine elektro gitarıyla Led Zeppelin şarkıları çalarmış. Ailesi onunla açık açık konuşmuş; “ister üniversiteye git, istersen lise bitince bir yerlerde çalışmaya başla” diyerek. Yoğun çalışmayla geçen bir yaz döneminin sonunda Masayo ( türkçe anlamı “bir nesili yöneten”) Kyoto Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanmış.
1986 yılında Tıp Fakültesinden mezun olunca Masayo uzamanlık olarak Oftalmoloji’yi (Göz Hastalıkları) tercih etmiş. Bu uzmanlık alanının daha rahat çalışma saatleri olacağını ve sınıf arkadaşı ve müstakbel eşi olan Jun Takahashi ile aile kurmanın bu uzmanlıkta daha kolay olacağını düşünmüş. Uzmanlık eğitimini bitirdikten sonra bir süre Kyoto Üniversitesi hastanesinde uzman doktor olarak çalışmış.
Masayo’nun kariyerindeki dönüm noktası 1995’te bir yıllığına eşiyle birlikte Ameria Birleşik Devletleri’ne gitmesi oluyor. San Diego Şehrindeki Salk Enstitüsü yöneticisi Fred “Rusty” Gage çok etkileniyor Takahashi’lerden. O dönemde Masayo Takahashi yetişkin sinir hücrelerini oluşturabilecek kök hücreler üzerine çalışan dünyadaki tek göz doktoruydu. O zamana kadar sinir hücrelerinin gelişiminin ergenlik döneminde bittiğini ve sonrasında sinir hücrelerinin rejenerasyonunun mümkün olmadığı düşünülüyor.
Masayo klinik deneyimlerimden yola çıkarak rejeneratif retina cerrahisinde büyük bir potansiyel görüyor. San Diego’dan Kyoto Üniversitesi’ne dönüşünde Doçent olarak araştırmalarına devam ediyor. Ancak ilk çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanıyor. Kültür ortamında kök hücreler yeterince çoğalamıyor ve farklılaşma kapasitelerini kaybediyorlar.
Embriyonik kök hücreler kendilerini ve diğer doku hücrelerini üretme özelliğini amaçlar ve bu özelliğe sahiptir. Birçok amaç dışında tüp bebek tedavilerinde de kullanılmaktadır.
2000’li yılların başlarında Masayo Takahashi araştırmalarını embriyonik kök hücreler üzerine yoğunlaştırıyor. Yoshiki Sasai ile yapmış olduğu işbirliğinin ilk sonuçlarını 2005 yılında elde ediyor. Dünyada ilk defa insan embriyonik kök hücrelerinden sinir ve retina hücresi elde edilmiş oluyor. Embriyonlardan elde edilmiş olan hücrelerin tedavilerde kullanılması beraberinde etik sorunları getiriyor ve yüzden Sağlık Bakanlığı’nın klinik çalışmalar için onay verme süreci yavaşlıyor. Bu sürece bir de nakil edilen hücreler alıcı tarafından reddedilmesin diye immunosüpresör (bağışıklık sistemini baskılayan ilaç) kullanma zorunluluğu ekleniyor. Oysa Masayo’nun hastaları çoğunlukla yaşlı ve bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçları kaldıramayacak insanlardan oluşuyor.
Bu duruma çözüm hiç beklenmedik bir zamanda kendi gibi Japon olan Kyoto Üniversitesi’nden Dr. Shinya Yamanaka’dan geliyor. 2006 yılında Yamanaka yetişkin farelerde, dört genden oluşan bir kokteyle sayesinde hücreleri yeniden programlayarak indüklenmiş pluripotent kök hücrelere (ips) çevirdiğini açıklıyor. Yamanaka bu çalışmasıyla 2012 yılında Nobel ödülüne layık görüldü.
Shinya Yamanaka’nın bu çalışması sayesinde Masayo Takahashi önündeki en önemli engelden kurtulmuş oluyor: tartışmalara açık olan embriyonik kök hücre kullanımından vazgeçip doğrudan hastanın kendi hücreleri üzerinde çalışmaya başlıyor. Bu da nakli yapılacak hücrelerin hasta tarafından reddedilme ihtimalini ortadan kaldırıyor. Bir sene sonra Shinya Yamanaka geliştirmiş olduğu tekniği yetişkin insan hücrelerinde başarıyla uygulamaya başlıyor.
Bu süre içinde Masayo Takahashi Kyoto Üniversitesi’nden ayrılıp Riken Enstitüsü Gelişimsel Biyoloji Merkezi’nde çalışmaya başlıyor. Yamanaka’nın çalışmalaraını yakınen takip eden birisi olarak kendisine hedefini açıklıyor: ips hücrelerini klinik çalışmalarında kullanmak. Shinya Yamanaka bu süreci şöyle hatırlıyor:” teknik olarak mümkün görünüyordu, ama bu kadar çabuk sonuç alınabileceğini sanmıyordum. Hem hükümetin onayını beklememiz hem de teknolojimizi daha geliştirmemiz gerekiyordu.” Sürecin sonuçlanması 7 yılda gerçekleşiyor.
Temmuz 2013’te Japonya Sağlık Bakanlığı iPS hücrelerinin yaşa bağlı Maküla Dejeneresansının (Sarı Nokta Hastalığı) cerrahi tedavisinde kullanımına izin veriyor. 2014 yılının Eylül ayında bu deneysel tedaviyi uygulamk üzere 6 hasta seçiliyor. İlk hasta sarı nokta hastalığı olan 70 yaşında bir kadın hasta oluyor: retinanın bir kısmını, yine hastanın hücrelerinden elde edilen ve sağlıklı hücrelerden oluşan bir epitel doku(*) katmanı hastaya naklediliyor. Operasyon son derece başarılı oluyor ve hastanın görme kalitesinde büyük bir artış oluyor. Oysa o güne kadar bu hastalığın tedavisinde sadece -son derece zahmetli olan- göz içi enjeksiyonları yapılabiliyordu.
Masayo Takahashi’nin çalışmaları görme yetisini kaybeden insanlara bir ümit ışığı oldu. Devlet yetkilileri bu çalışmalara temkinli yaklaşsa da, yapılan deneysel çalışmalar üzerindeki kontroller artmış olsa da, Takahashi iPS hücrelerinin her hafta gördüğü hastalarına çare olacağı inancını hiç kaybetmiyor. Amacı yöntemini geliştirmek, hücre üretimini hızlandırmak (oysa nakledilecek hücrelerin hastanın deri hücrelerinden üretimi 2014 yılındaki çalışmada 10 ay sürmüştü: son derece uzun bir süre), belki de kendi branşı olan Göz hastalıkları dışında, tıbbın başka branşlarında da, Rejeneratif uygulamaların önünü açmak, diğer meslektaşlarına ilham vermek Takahashi’nin hedeflerinden bazıları.
Rejeneratif tıptan üç alanda fayda sağlanmakta:
1-rejuvenasyon (gençleştirme): iyileşme için vücudun doğal yeteneklerini arttırmak
2-replasman (değiştirme): hasarlı olanı sağlıklı organ ile değiştirerek yenilemek (organ nakli gibi)
3-rejenerasyon (yenilenme): Hasta bireyin kendi hücrelerini ya da kök hücrelerini laboratuvar ortamında belirli işlevlerden geçirerek hastaya yeniden vermek suretiyle hastalıklı dokuların yenilenmesi
Hücresel Tedavi, dokular veya organların orijinal yapısını yeniden sağlamak için kendisini yenileyebilme, çoğalma ve farklı hücre tiplerine farklılaşma özelliklerine sahiptir. Tedavi yöntemi olarak hücresel tedavi uygulamasında, hasta bireyden 60-100 cc kadar karın yağ dokusu veya kalça kemik iliği alınarak laboratuvarda özel bir işlemden geçirildikten sonra ayrıştırılan hücresel tedavi hastalıklı bölgeye enjeksiyonu ile rejenerasyon (yenilenme) sağlanması amaçlanır.