Bildiğiniz üzere Microsoft geçtiğimiz günlerde Skype’ı 8.5 milyar dolara satın aldı. 2011’in sonuna doğru Nokia’nın da Windows işletim sistemine sahip yeni nesil telefonlarla piyasada yer alacağını biliyoruz. Yaşadığımız son gelişmelerden sonra akıllara birçok soru geliyor. Ancak her şeyden önce benim merak ettiğim bu üçlü füzyonun telekomünikasyon dünyasını nasıl etkileyeceği.
Akıllı telefonlarda yer alan internet özelliği sayesinde yardımcı yazılımlarla operatör bağlantısı olmadan iletişime geçebilmek artık mümkün. Bu da artık telefon geliştiren şirketlerin operatörlere bağımlı olmadığını gösteriyor. Skype, bunun ilk örneği. Fakat bu konudaki yazılım örneklerini çoğaltabilmek mümkün. iPhone’a yönelik geliştirilen Viber, bu konudaki popüler başka bir yazılım.
Microsoft’un Skype’ı satın almasından sonra yeni çıkacak Nokia telefonlarda Skype yazılımı standart olarak sunulacak. Bu da elbetteki her Nokia telefonu ve Skype hesabı olanın operatör bağlantısı olmadan konuşabilmesi anlamına geliyor. Şimdiye kadar bu özellik opsiyoneldi, yani bu tarz yazılımlar mobil telefonlarda standart bir özellik olarak yer almıyordu. Ancak bundan sonra telefon geliştiren firmaların buraya ağırlık verebileceğini söyleyebiliriz. Nitekim Windows tabanlı çalışan Nokia telefonları piyasada önplana çıkartacak önemli özelliklerden biri bu olacaktır. Bu da telekomünikasyon dünyasında bazı dengelerin yeniden şekilleneceği anlamına geliyor.
Yaşadığımız kapitalist ekonomik düzenden dolayı ve değer zincirindeki paylaşım yüzünden Vodafone, AT&T ve yerel olarak Turkcell bu gelişmelere karşı çıkacaktır ve telefon firmalarının bu konuda önünü kesmeye çalışacaktır. Fakat yeni olan her zaman kazanır. Sanayi toplumu, tarım toplumlarını yenmiştir. Bilişim toplumu da sanayi toplumlarını yener. Yeni olan eski olanı domine eder.
Gelecek, operatörlerin olmadığı iletişimin tamamen internet üzerinden sağlandığı bir hiperuzamdır.