zihinsel evrimimiz hiç olmadığı kadar hızlanacak, robotlarla insanlar arasında fark kalmayacak
RAY KURZWEIL KİMDİR?
Ray Kurzweil New York’ta, Queens banliyösünde büyüyor 1950’li yıllarda. (doğumu 1948) Avusturya yahudisi olan aile 1938 yılında Avrupa’dan Amerika’ya Nazi hareketinin yükselişi ve kendilerini bekleyen tehlike nedeniyle göç ediyor.
Bu “dahi” çocuk 5 yaşında “mucit” olmaya karar veriyor. Çocukluğu bir bilim-kurgu roman serisi olan Tom Swift Jr. Kitaplarını okumakla geçiriyor. Lise öğrencisiyken klasik batı müziği bestecilerinin eserlerini analiz eden bir bilgisayar programı yapıyor, bu program bestecilerin eserlerini analiz edip onların tarzında yeni melodiler üretebiliyor. Bu buluşu ona 3 ulusal düzeyde yarışmada birincilik getiriyor ve bu satede dönemin ABD Başkanı Lyndon Johnson’la tanışma fırsatı buluyor.
Ray Kurzweil için yaşamının dönüm noktası, babasının 58 yaşındayken kalp krizinden ani ölümü oluyor. Bu ani kayıpla Kurzweil hayatı boyunca mücadele edeceği başlıca düşmanını belirlemiş: Ölüm. Ray Kurzweil babasına ait dokümanlarla dolu yüzlerce kutu bulunduruyor, günün birinde bunlarla ve yapay zeka sayesinde babasına tekrar hayat verebilmeyi hayal ederek.
“Tüm mektupları, yazdığı herşey, hatta elektrik faturalarını bile saklıyorum” diye açıklıyor Financial Times’a verdiği röportajda. “8mm filmler, fotoğraflar, sayısını hatırlamayamadığım 33’lük plaklar; esas yapmak istediğim şey, tüm bunları kullanarak bir avatar oluşturmak ve babamın karakterini yeniden yaratmak. Öyle bir avatar olmalıki onu tanımış olanlar bu avatar’ı gerçek Fredric Kurzweil’dan ayırt edemesin.” Babasından ayrıca miras kalan Tip2 Diyabet onu yaşlılığa ve hastalıklara karşı mücadelesinde daha da hırslandırıyor. 1970 yılına gelindiğinde bir MIT mezunudur artık.
Öğrencilik yıllarında Kurzweil öğrenciler doldurduğu bir anketten yola çıkarak Amerikan üniversitelerinin kıyaslaması yapan bir yazılım hazırlıyor. Bunu o dönem 100.000 Dolar gibi önemsiz bir fiyata sattıktan sonra, tarayıcıların yazıları çözmekte zorlandığı bir dönemde sözcükleri tanıyan ilk yazılımı geliştiriyor. Bu icadı 1976 yılında ilk büyük buluşu takip ediyor: “Kurzweil Reading Machine” görme engellilere yönelik okuma aygıtı. 1982 yılında müzisyen Stevie Wonder ile karşılaşması onu geleneksel enstrümanların seslerini taklit edebilen yeni tip bir synthisizer geliştirmesi için ilham kaynağı oluyor. Ray sonrasında enerjisini disleksi* ve dikkat eksikliği hastalarına veriyor. Pek çok alanda faaliyet gösteren Ray Kurzweil 1999 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin en prestijli Bilimsel Ödülü olan Ulusal İnovasyon ve Teknoloji ödülüne layık görülüyor.
Ray Kurzweil ve Transhümanizm
1990 yılında ilk best-seller kitabı olan The Age of Intelligent Machines (MIT Press) yayınlanıyor. Bu kitabında Kurzweil internetin önemini ve gelecekte “on line” olmanın ne kadar vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. 9 yıl sonra The Age of Spiritual Machines (Viking Press)adlı kitabında makinelerin zekasının günün birinde çok-uzak-olmayan-bir-gelecekte, insan zekasını geçeceğine dair iddialarda bulunuyor. Bu kitaplar Kurzweil’i geleceği tahmin etmekte usta bir “fütürist” unvanını kazandırıyor. 2010 yılında bir grup amerikalı gazeteci Ray Kurzweil’in eserlerinde geleceği yönelik tahminlerin bir envanterini çıkarıyor, sonuç: yapmış olduğu 146 tahminden 115’i gerçekleşmiş!! Bir diğer deyişle %86 oranında tahminleri doğru çıkmış.
2006 yılında yayınlanan The Singularity is near (Viking Press) kitabında, geleceği nasıl gördüğünü aşamalı olarak anlatıyor. Nanorobotlara başvurarak, küçük DNA parçaları vücudumuzda gezecek ve bizi hastalıklardan koruyacak: “Önümüzdeki 25 yıl, neredeyse tüm hastalıkları ve yaşlılığı yeneceğiz” diye ifade ediyor ve Zihin ve vücudun ölümsüzlüğünü savunuyor. Zihnin yapay zeka sayesinde ölümsüzlüğü ve insan vücudunun yeniden yerine koyulabilir bir “aygıt” olarak görülmesi Ray Kurzweil’in takıntı yaptığı konulardan. Ray Kurzweil’in fikirlerini benimsemeyenler de var gayet tabi. New York Üniversitesi Psikoloji profesörü Gary Marcus New Yorker’a verdiği demeçte Kurzweil’in beyin üzerine teorilerini “çocukça ve ne idüğü belirsiz” olarak tanımlıyor.
2012 yılında Google’da çalışmaya başlayan Ray Kurzweil’in kafasındaki tarih 2029. “2029 yılına kadar makinelere sadece mantıklı düşünceye yeteneği olan değil, bununla birlikte tüm insani duyguları taşıyan, icabında komik, insan duygularını anlayabilen makinelere sahip olacağımızı düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor. Kurzweil’a göre makinelerin zekası insanların zekasını geçecek ve insanları daha yüksek bir bilinç düzeyine taşımada yardımcı olacaklar. Bu tarihi beklerken Kurzweil sağlığına ve beslenmesine dikkat ediyor ve rivayete göre beyin, göz, kalp vs.. sağlığı içinde günde yaklaşık 100 hap içiyor ailesi ile birlikte. Ölümsüzlüğe olan inancı Kurzweil’i bir bir kriyojenizasyon* programına dahil olmasına engel olmamış bu arada, kim bilir…
disleksi*: Disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren bir öğrenme bozukluğu
kriyojenizasyon*: gelecekte çağdaş tıp teknolojisinin gelişmesi umuduyla insan ya da hayvan bedeninin dondurulması ve düşük sıcaklıkta korunması
1 comment
Can Askan Mavi says:
May 27, 2016
Bu singularity meselesi çok ilginç bir mesele. Örnek olarak, geçenlerde Google, Go oyununun dünyadaki sayılı oyuncularından birisini yenen bir algoritma düzenledi. Bu algoritma normalde oyun teorisinde olduğu gibi extensive bir formda problemi çözmüyor. Bu tarz algoritmalarda bir hamle olduğunda, bilgisayar örneğin 1 saat boyunca uygun hamleyi buluyordu.
Şuanki “machine learning” denen meseleyle kullanılan algoritma bunu yapmıyor. Bütün hamlelerin value function’ını hesaplayıp, optimal olan kararı saniyeler içerisinde veriyor.
Belki de dünyanın geleceğini şekillendirecek olaylar bunlar…