Tony Robbins’in “SINIRSIZ GÜCÜ”: Karşınızda Amerikalı Can Manay*

“yaşantımızı değiştirebiliriz.yapabiliriz,sahip olabiliriz ve tam istediğimiz gibi olabiliriz”

Tony Robbins

Herkes ayağa kalksın

ayağa kalkmanızı istiyorum

kollarını açmanı istiyorum

kollarını aç ve zıpla

gülümse biraz hadi!!!

gülümse

sarıl etrafındakilere

(Metin Hara’nın seminerinden)

Ülkemizde de son yıllarda çok moda olan bir olgu “Kişisel Gelişim”. Aynı zamanda çok büyük bir pazar. Yerli kişisel gelişim uzmanlarımızın kitapları çok satıyor insanlar hayatlarındaki boşluğu dolduranbilmek için bu uzmanlardan danışmanlık alıyor ve bunun için büyük paralar ödemeye hazır. Tahmin edebileceğiniz gibi isim yapmış Kişisel Gelişim uzmanları çok büyük paralar kazanıyor.

Antony Robbins dünyaca üne sahip Amerikalı bir kişisel gelişim uzmanı, bir yazar. Kitaplarının bazıları “İçindeki Devi Uyandır”, “Dev Adımlar”, “Bir Dosttan Pusulalar”, “Sınırsız Güç” türkçeye çevrilmiş. Kitaplarının her biri çok satanlar listesinde. Verdiği seminerlere dünyanın dört bir yanından katılımcılar geliyor. Kişisel gelişim alanında dünyanın “en popüler”, en çok satan, en çok para kazanan bir nevi Kişisel Gelişim Gurusu diyebiliriz kendisi için.

Tony Robbins’in yaşam koçluğunu yapmış olduğu kişiler arasında Donna Karan, Oprah Winfrey, Bill Clinton, Serena Williams gibi isimler yer alıyor. Donald Trump’ın bile bir dönem Tony Robbins’den danışmanlık aldığı söyleniyor.

Bu sebeple bugüne kadar seminerlerine 3 milyonun üzerinde kişinin katıldığı, metotlarından tüm dünyada 100 ülkeden 35 milyon insanın faydalandığı bu sıradışı şahsiyet Tony Robbins’i okuyuculara tanıtmak istedik.

Fransız “Psychologies” dergisi Tony Robbins hakkında oldukça geniş kapsamlı bir dosya hazırlamış. Kişisel Gelişimin “BABASI”nı yakından tanıyabilmek için Hélène Fresnel Tony’nin Londra’daki eğitimine katılmış.

Tony Robbins’i daha iyi anlayabilmek için onun izlenimlerinden bazılarını aktaralım:

UPW- Unleash the Power Within*- (içinizdeki gücü ortaya çıkarın) seminerine katılmak üzere Londra’ya vardık. Rıhtımdaki kongre merkezine sonunda varabildik. Seminer öğlen başlıyacakmış ancak salonun spot ışıkları altında günün hangi saatinde olduğunuzu anlamakta güçlük çekiyorsunuz. İzleyici/katılımcı kitlesine şöyle bir göz attığımızda, her tipten, her yaştan ve her ırktan insanlar görmek mümkün. Kafalarında sarili Hindistan’dan gelmiş olan mühendisler, gotik görünümlü İsveç’li muhasebeciler, kolları dövmelerle dolu Hollanda’lı müşteri temsilcileri..

Beni rahatsız etmiyor ama havada bir kızarmış patates kokusu var. Programda herhangi bir yemek

molası olmadığından koridordaki fast-food’cular çok yoğun. Millet seminerin bir dakikasını bile kaçırmak istemediğinden seminer başlamadan önce tıkınıyor. Organizatörler ortalıkta dolaşarak herkese birer bileklik, yaka kartı ve bir defter veriyor. Deyim yerindeyse iğne atsan yere düşmez salonda. Yaklaşık 7000 kişi var ve 41 farklı ülkeden geliyorlar.

Hepsi yeni bir başlangıç peşinde, daha az yalnız hissetmek isteyen var, üzüntülerini kederlerini geride bırakmak isteyen. Kimi sevgilisinden ayrılmış, kimi işinden. Kimi ağır bir hastalık geçirmiş kimi kendine olan güveni yeniden kazanmak istiyor. (…)

Hepinizi birer Psikolog yapacağız.

20 dakika sıra bekledikten sonra, penceresi olmayan, pembe-mavi-kırmızı projektörlerle aydınlatılan salona girebiliyoruz. Arka tarafta camekanlı kabinler çevirmenler için. 8 dilde simültane çeviri yapacaklar. İspanyolca, italyanca, rusça, ibranice, almanca, fransızca, yunanca ve macarca. Çevirmen kabinlerinin hemen önünde sıra sıra plastik iskemleler dizilmiş. Gold kategorisindeki katılımcılara ayrılmış bu sandalyeler. Gold dediğime bakmayın bunlar aslında en “fakir” katılımcılar. Konaklama ve yeme-içme hariç 610Avro (yaklaşık 24450TL) ödemiş olanlar. Orta sırada benim kategorim olan “VIP”ler var. VIP katılım için 916avro ödemeniz gerekiyor (3700TL). Onların önünde “diamond” katılımcılar bulunuyor. Onların seminere katılmak için 1836avro yani yaklaşık 7350TL ödemiş olduklarını öğreniyorum. İlk 4 sıraya gelince, onlar “ensesi kalın” katılımcılar, bu seminer için 2450avro yani yaklaşık 10.000TL ödeme yapmışlar. İlk 4 sıradaki müşteriler hem gösterinin yıldızı Tonny Robbins’i yakından görebiliyorlar, günde bir öğün yemek ikramı, bir rahatlama mesajı hizmetinden faydalanabiliyorlar, ayrıca kısa süreli de olsa üstatla karşılıklı konuşma imkanları var.

 

“Güm, güm, güm”: salonun her köşesindeki devasa hoparlörlerden dans müziği bağırıyor. Hangarda kalabalığın içinde gezinen kameramanların çektiği görüntüler 5 dev ekrana yansıtılıyor. İster istemez ekrana bakıp “ben de görünecek miyim?” diye merak ediyorsunuz. Yanımda Vasco adında portekizli utangaç bir bilgisayar uzmanı var. Duygularını kontrol edemiyormuş onun için buradaymış. Herkes iyice havaya girmiş durumda. Sahnede bir adam bunu yeterli görmüyor besbelli ki insanları daha da bir coşturmak için bağırıyor: “Let Tony hear you!!!” (Bağırında Tony sizi duysun!!!” Çok geçmeden assolist sahnedeki yerini alıyor. Spor giyimli, dişleri aşırı beyaz bu dev adam-boyu en az 2 metre- gerçekten çok karizmatik.

Her 10 dakikada bir Tony ayağa kalkmamızı, hareket etmemizi, yanımızdakilerle çak yapmamızı söylüyor. Soruları açık uçlu sorular değil. “Kim hayal kırıklığına uğradı?” “Kim başarısızlıklarından utanıyor?” “Elinizi kaldırın ve BEN diye bağırın!!!” (…)

Kalabalığın arasında genç, güzel bir kadını gözüne kestiriyor Tony. Dev ekranlarda kadının yüzünü görüyoruz. “Nereden geliyorsun?” diye soruyor Tony. “Estonya, Talinn’den geliyorum” diye cevap veriyor üzgün olduğu her halinden belli olan bu güzel kadının.

– “Neden buradasın?”

– “Çünkü ben bunalımdayım, .. hem zaten, ….beş para etmez adi karının tekiyim”

Tony mikrofona çok yüksek sesle konuşuyor:

-” Başarı kendini iyi değerlendirmekten geçer. Adi bir karı değilsin, şimdi dik dur, kalabalığın arasından yürüyüp buraya yanıma gel, alkışlayalım kendisini.”

Güzel Estonyalı kollarını havaya açıp ilerliyor kalabalığın arasında.

Seminerin ilk günü akşam 10’a kadar devam ediyor. Her dakika, her saati son derece yoğun bir gündü. Pek çok şey öğrendim, iyi vakit geçirdim diyebilirim bu ilk günde. Zamana zamana güldüm, bazen duygulandım. Sıkıldığım zamanlar oldu ama fazla değil.

Ertesi sabah güne Tony’nin kendisi ile değil ama dev ekranlardaki görüntüsüyle başlıyoruz. Kendisi yanımızda olmasa da görüntüsü bile kitleyi coşturmaya yetiyor. “Kim sene başında kendine verdiği sözleri tutamadı?” diye sorduğunda hemen herkes el kaldırıyor ve bağırıyor: “BEN!!!”

Saat 10 olduğunda ışıklar yanıp sönmeye, müzik bangırdamaya başlıyor. Bu sefer sahneye Joseph McClendon geliyor. Bugün ve pazar günü Tony’nin yerine sahnede o olacak. Tabi sadece o değil. Tony’nin ekibinden başkalarıda konuşma yapacak. Bunlardan bazıları şirketin finans müdürü, güvenlik şefi. Ayrıca aralarda Tony’nin çeşitli konferanslarından görüntüler yansıtılıyor dev ekranlara.

Bir zayıflama ürünleri markası olan Herbalife’ın eski CEO’su ve aynı zamanda “Change Your Breakfast, Change Your Life” (Kahvaltını değiştir, Hayatını Değiştir) kitabının yazarı olan Joseph Mc Clendon’un sunumu sayesinde “hayatın sandığımızdan çok daha basit olduğunu” öğreniyoruz.

Şöyle diyor Joseph:

“Hangimiz daha ileri gitmek istemez, daha hızlı olmak istemez?? O zaman zirvede olun, zirvede kalın”.

Aralarda hoparlörlerden çıkan ritm herkese “gaz” veriyor. Ritmi duyan zıplamaya başlıyor.

Joseph “öğrencilere” en “iyi dostumuzun” bizzat kendimiz olduğunu söylüyor ve hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için nasıl bir strateji geliştirmemiz gerektiğini anlatıyor.

Molalarda herkes yanındakinin sırtına masaj yapıyor. Zaman akıp gidiyor. Joseph’in derslerinin arasında Tony’nin görüntüleri devreye giriyor. Tony cömert olmanın ne kadar önemli bir şey olduğunu vurguluyor. Çıkışta sağlı sollu stantlarda Tony’nin DVD’leri satılıyor. Stantların bir tanesinde Tony’nin organize ettiği ve yıllığı 14.715€ (Yaklaşık 60.000TL) olan MBA porgramınakayıt olabiliyorsunuz. Power Plate Tony Robbins ürünleri ve gıda takviyeleri sayesinde formda kalabiliyorsunuz.

Joseph sürekli aynı cümleyi tekrar ediyor: “Vücudunuz bir tapınaktır” sonrasında fısıldıyor” zafer çok yakın”.

Joseph’e göre tıpkı golf gibi, başarı ve başarısızlık arasındaki fark 1 veya 2 milimetreye bağlı. Çok meşhur bir estetik cerrah kendisine anlatmış: Çok çirkin olsa bile bir kadıın yüzünde yapılacak 1-2 milimetrelik bir değişiklik bile o kadının güzel ve arzulanabilir olmasına yetiyor(muş).

Akşam oluverdi, Tony pazar akşamına kadar kayıt yaptıracak olanlara MBA programında %50 indirim yaptığını açıklıyor. Çıkışta standın önünde hemen bir kuyruk oluşuyor.

Pazar günüe geldik. Bugün seminerin son günü. Yine Joseph konuşmacı. Görünüşe bakılırsa son gün beslenme konusuna ağırlık verilecek.

“Vücudunuz bir tapınaktır, güçlü olmak için iyi beslenmek gerekir.” Joseph birbiri ardına iyi iyi beslenmemiz, spor yapmamız konusunda öğütler veriyor. (…)

Son olarak döndüğümüzde ailelerimize, onları çok sevdiğimizi söylememizi ve bu 4 gün boyunca yaşamış olduğumuz “eşsiz” deneyimden bahsetmememizi tavsiye ediyor.

Veda ederken katılımcılara son olarak şunu söylüyor:

“Hayat bir daha eskisi gibi olmayacak..”

Çıkışta boynunda “sarılmak bedava” yazılı bir tabela olan genç dikkatimi çekiyor…

Kesin olan bir şey var ki o da Tony Robbins’in çok ama çok para kazandığı. Kişisel gelişim ve veya yaşam koçluğu modern dünyada yaşayan insanların önemli bir ihtiyacına cevap veriyor o da kesin.

Ancak dürüst olmayan kişilerin insanları kolayca sömürmesine çok müsait bir platform olduğunuda hatırlatalım.

Yorumsuz olarak ekşi sözlükte Tony Robbins hakkında çıkan bir yazıyı paylaşmak istedik sizlerle son olarak (yazının sonunda bir kaç tane Tony Robbins videosu bulacaksınız)

“genctim, parasizdim, loserin allahiydim. basimin bitten, dotumun zitten kurtulmadigi vakitlerde su 2 metrelik cussemle ancak kamyonlara karpuz sallayarak yuzduruyordum ekmek teknesini. 8 amele ayni cadirda yasayip ayni kaba siciyorduk. sabahlari ekmegi tuza banip yerken aksamlari sahilde kariya kiza sarkiyorduk. sonra birden kafama dank etti, madem bu kadar loserim, diger loserlari niye yolmayayim? bildikleri herseyi altin semerli esek misali onlara tekrar gosterip iste basarinin anahtari bu diye luleden emeyim, kitap yazayim, seminer vereyim. zihnini programliyorum derken hasilati cebe indireyim. iste bu kitap bu birikimlerin ve stratejinin eseridir dostlar. sizler ve sizin gibi diger enayiler varoldugu surece benim karnim tok, sirtim pek. sagolun, varolun.” (ekşi sözlük)

Oprah Winfrey destekli Antony Robbins:

 

*Can Manay: PuhuTV platformunda internet üzerinden yayınlanan “Fi” dizisinin ana karateri.